YÂSÎN SÛRESI
Kur’ân-i Kerîm’in otuz altinci sûresi.
Bu sayfamızda sizler için Yasin Suresi Dinle listesi oluşturduk Adini ilk âyetini olusturan iki harften almistir. Hz. Peygamber tarafindan bu adla anilmis, Buhârî ve Tirmizî’nin hadis kitaplarinda da bu isim kullanilmistir. Sûre, Kur’an’in kalbi diye nitelendiren hadis rivayetine dayanilarak “kalbü’l-Kur’ân” diye de adlandirilmis, ancak bu yayginlik kazanmamistir (Âlûsî, XXII, 522-523; Ibn Âsûr, XXII, 191).

Sûrenin Mekke döneminin ortalarinda nâzil oldugu kabul edilmektedir. Insanlarin yaptiklari islerin ve biraktiklari izlerin kayda geçirildigini bildiren 12. âyetin yorumu meyaninda rivayet edilen bir hadis dolayisiyla (Tirmizî, “Tefsîr”, 36) bu âyetin Medine’de indigi söylenmisse de bu kanaat benimsenmemistir (Âlûsî, XXII, 523; Ibn Âsûr, XXII, 191, 204-205). Sûre seksen üç âyet olup fâsilasi “?? ?” harfleridir.
Yâsîn sûresinde Islâm akaidinin üç esasini teskil eden tevhid, nübüvvet ve âhiret konulari tabiatin mükemmel kurulusu ve isleyisinden deliller getirilerek anlatilir; bu arada iman-küfür mücadelesi çerçevesinde geçmis kavimlerden ibret verici örnekler zikredilir. Dört bölüm halinde incelenmesi mümkün olan sûrenin birinci bölümünde ana konu Hz. Peygamber’in nübüvvetinin ispati ve Kur’an’in vahiy ürünü olusudur. Sûrenin ilk âyetini teskil eden “yâsîn” büyük bir ihtimalle Hz. Muhammed’e bir hitaptir (Âlûsî, XXII, 525; krs. Taberî, XXII, 178). Ardindan Kur’an’a yemin edilerek Muhammed’in Allah’a ulastiran yol (sir’at-i müstakim) üzerinde bulunan peygamberlerden oldugu, Kur’an’in da gafletten bir türlü kurtulamayan kitleleri uyarmak amaciyla Allah tarafindan indirildigi ifade edilir. Ancak gönüllerini ilâhî gerçeklere açmayan, Cenâb-i Hakk’i anip kalpleri ürpermeyen ve iradelerini hak dine yönlendirmeyen insanlarin bütün uyarilara ragmen iman etmeyecekleri bildirilir; mükelleflerin isledikleri fiillerin her seyi içeren bir kütükte kaydedildigi belirtilir (âyet 1-12). Sûrenin ikinci bölümü kendilerine Hak dinin tebligcilerinin gönderildigi bir yerlesim yeri halkinin (ashâbü’l-karye) kissasi hakkindadir. Bu yerlesim yerine önce iki tebligci gelmis, ardindan bunlari destekleyen üçüncüsü gönderilmistir. Ancak sehir halki elçilere yalanci demis, kendilerine ugursuzluk getirdiklerini ileri sürmüs, tebligden vazgeçmedikleri takdirde iskenceyle öldürüleceklerini söylemistir. O sirada sehrin uzak yerlerinden gelen bir kisi halki iman etmeye tesvik ederken kendisi de iman etmis, fakat inkârcilar tarafindan öldürülmüs, nihayet o yerlesim yerinin halki korkunç bir sesle helâk edilmistir (âyet 13-32). Müfessirler söz konusu sehrin Antakya, elçilerin havâriler, halkin Romalilar, uzaktan gelen kisinin de Habîb en-Neccâr olabilecegini kaydetmisse de gerek Hiristiyanligin yayilisi gerekse Antakya’nin tarihi bakimindan bu açiklamalar isabetli görülmemistir (bk. ASHÂBÜ’l-KARYE; HABÎB en-NECCÂR). Kur’an’da mevcut kissalarin çogunda oldugu gibi yerleri ve hitap edilen insanlari bilinmeyen bu kissadan da amaç tarihî bilgi vermek degil kissadan hisse alinmasini saglamaktir.
Yasin Suresi Okunuşu
Sûrenin üçüncü bölümünde insanlarin hayatlarini sürdürdükleri yeryüzünün besleyici özelligine, gece ile gündüz, günesle ay arasindaki düzen ve âhenge, yeryüzündeki çiçek, bitki vb. seyler, ayrica insanlar ve insanlarin henüz vâkif olamadigi nice canli arasindaki tozlasma ve döllenmeye, gemilerin denizde batmadan seyretmesine temas edilerek Allah’in birligi ve yüceligine dikkat çekilir; bütün bu delil ve isaretlere ragmen inkârcilarin dinî gerçeklerden yüz çevirdikleri ifade edilir (âyet 33-47). Yâsîn sûresinin dördüncü bölümü âhiretin varligi ve âhiret âleminin tasvirine dairdir. Burada kiyametin ansizin kopacagi bildirildikten sonra vukuu hakkinda kisaca bilgi verilir. Ardindan cennetin tasvirine, cehennemliklerin bedbahtligina deginilir; onlarin dünyada iddia ettikleri gibi Kur’an’in bir sair sözü degil vahiy ürünü oldugu zikredilir. Dünya hayatinda insan türüne verilen nimetlerin bir kismi sayilir; buna ragmen inkârcilarin kendilerine hiçbir fayda saglamayan putlara taptiklari belirtilir. Sûrenin son âyetlerinde, görünürde spermden meydana gelen insanin dünyaya gelis seklini göz ardi ederek, “Çürümüs kemikleri kim diriltecek?” diye soran inkârciya, “Ilk defa yaratmis olan diriltecek” seklinde cevap verilir; bu kanit, “Sizin için yesil agaçtan ates çikaran (krs. Mâtürîdî, XII, 114; Elmalili, V, 4042), bütün tabiati yaratan Allah ölülerin benzerini yaratmaya kadir degil mi?” ifadesiyle desteklenir. Sûre Islâm’in tevhid ve âhiret inancina bir defa daha vurgu yapan âyetlerle sona erer (âyet 48-83).
Yâsîn’in de içinde yer aldigi otuz kadar sûrenin (mesânî) Hz. Peygamber’e Incil yerine verildigini belirten hadisin sahih oldugu kabul edilmistir (Müsned, IV, 107; Ibrâhim Ali, s. 224-225, 292). Sûrenin fazileti hakkinda birçok hadis rivayet edilmistir. Bunlardan biri, “Yâsîn sûresini geceleri okuyan kimsenin günahlari bagislanir” meâlinde olup (Dârimî, “Fezâ?ilü’l-Kur?ân”, 21; Ibrâhim Ali, s. 292-295) sahih görülmüstür. Her seyin bir özü (kalbi) ve odak noktasinin bulundugunu, Kur’an’in odak noktasinin Yâsîn oldugunu belirten, Yâsîn sûresinin ölüler için veya ölmek üzere olanlarin yaninda okunmasini tavsiye eden rivayetler ise zayif sayilmistir (Müsned, V, 26 [nsr. Müessesetü’r-risâle, XXX, 417-418]; Dârimî, “Fezâ?ilü’l-Kur?ân”, 21; Ibn Mâce, “Cenâ?iz”, 4; Ebû Dâvûd, “Cenâ?iz”, 19; Tirmizî, “Fezâ?ilü’l-Kur?ân”, 7; Ibrâhim Ali, s. 171-172, 292-301). Bazi tefsir kitaplarinda (meselâ bk. Zemahserî, V, 198; Beyzâvî, III, 448) bunlardan baska isnadsiz kaydedilen fazilet rivayetleri de vardir.
Yâsîn sûresinin tefsiri konusunda çok sayida eser kaleme alinmistir. Bunun önemli sebeplerinden biri muhtemelen faziletine dair rivayet edilen hadisler, digeri de ölüler üzerine okunmasinin tavsiye edilmesidir. Süleymaniye Kütüphanesi’nde 100 civarinda Yâsîn tefsiri, havâs ve tercüme kayitlari bulunmaktadir. Bu kayitlarin yirmisi Hamâmîzâde Ali Efendi’nin Yâsîn tefsirine aittir (Istanbul 1262, 1265, 1273, 1286, 1294, 1316, 1320). Ebûishakzâde Esad Efendi’nin Hulâsatü’t-tebyîn fî tefsîri sûre-i Yâsîn adli eserinin yine bu kütüphanede on civarinda kaydi vardir. Istanbul’un ilk kadisi olan Hizir Bey Çelebi’nin Tefsîr-i Yâsîn-i Serîf’i Ayse Humeyra Aslantürk tarafindan sadelestirilerek yayimlanmistir (Yâsîn-i Serif Tefsîri, Istanbul 1997; Isparta 2007). Davut Aydüz Kur’ân-i Kerîm’in Kalbi Yâsîn Sûresi Tefsiri adiyla bir çalisma yapmistir (Istanbul 2004).

Yasin Suresi Türkçe Okunuşu
- Yâsîn
- Vel Kur’ân-il hakîm
- İnneke leminel murselîn
- Alâ sırâtin mustakîm
- Tenzîlel azîzirrahîm
- Litunzira kavmen mâ unzire âbâuhum fehum gâfilûn
- Lekad hakkal kavlu alâ ekserihim fehum lâ yu’minûn
- İnnâ cealnâ fî a’nâkihim aglâlen fehiye ilel ezkâni fehum mukmehûn
- Ve cealnâ min beyni eydîhim sedden ve min halfihim sedden feağşeynâhum fehum lâ yubsirûn
- Ve sevâun aleyhim eenzertehum em lem tunzirhum lâ yu’minûn
- innemâ tunziru menittebeazzikra ve haşiyerrahmâne bilgaybi febeşşirhu bimağfiretiv ve ecrin kerîm
- İnnâ nahnu nuhyil mevtâ ve nektubu mâ kaddemû ve âsârehum ve kulle şey’in ahsaynâhu fî imâmin mubîn
- Vadrib lehum meselen ashâbel karyeh. İz câehel murselûn
- İz erselnâ ileyhi musneyni fekezzebûhumâ fe azzeznâ bisâlisin fekâlû innâ ileykum murselûn
- Kâlû mâ entum illâ beşerun mislunâ vemâ enzelerrahmânu min şey’in in entum illâ tekzibûn
- Kâlû rabbunâ ya’lemu innâ ileykum lemurselûn
- Vemâ aleynâ illel belâgul mubîn
- Kâlû innâ tetayyernâ bikum lein lem tentehû le nercumennekum vele yemessennekum minnâ azâbun elîm
- Kâlû tâirukum meakum ein zikkirtum bel entum kavmun musrifûn
- Vecâe min aksalmedineti raculun yes’â kâle yâ kavmittebiul murselîn
- İttebiû men lâ yeselukum ecran ve hum muhtedûn
- Vemâ liye lâ a’budullezî fetarenî ve ileyhi turceûn
- Eettehizu min dûnihî âliheten in yuridnirrahmânu bi-durrin lâ tuğni annî şefâatuhum şey’en velâ yunkizûn
- İnnî izen lefî dalâlin mubîn
- İnnî âmentu birabbikum fesmeûn
- Kîledhulil cennete, kâle yâleyte kavmî yâ’lemûn
- Bimâ gaferelî rabbî ve cealenî minel mukremîn
- Vemâ enzelnâ alâ kavmihî min badihî min cundin minessemâi vemâ kunnâ munzilîn
- İn kânet illâ sayhaten vâhideten feizâhum hâmidûn
- Yâ hasreten alel ibâdi mâ ye’tîhim min resûlin illâ kânûbihî yestehziûn
- Elem yerev kem ehleknâ kablehum minel kurûni ennehum ileyhim lâ yerciûn
- Ve in kullun lemmâ cemî’un ledeynâ muhdarûn
- Ve âyetun lehumul ardul meytetu ahyeynâhâ ve ahrecnâ minhâ habben fe minhu ye’kulûn
- Ve cealnâ fîhâ cennâtin min nahîliv ve a’nâb ve feccernâ fîha minel uyûn
- Liye’kulû min semerihî vemâ amilethu eydîhim efelâ yeşkurûn
- Subhânnellezî halekal ezvâce kullehâ mimmâ tunbitul ardu ve min enfusihim ve mimmâ lâ ya’lemûn
- Ve âyetun lehumulleyu neslehu minhunnehâre fe izâhum muzlimûn
- Veşşemsu tecrî limustekarrin lehâ zâlike takdîrul azîzil alîm
- Velkamere kaddernâhu menâzile hattâ âdekel urcûnil kadîm
- Leşşemsû yenbegî lehâ en tudrikel kamere velelleylu sâbikunnehâr ve kullun fî felekin yesbehûn
- Ve âyetul lehum ennâ hamelnâ zurriyyetehum fil fulkil meşhûn
- Ve halâknâ lehum min mislihî mâ yarkebûn
- Ve in neşe’ nugrıkhum felâ sarîha lehum velâhum yunkazûn
- İllâ rahmeten minnâ ve metâan ilâ hîn
- Ve izâ kîle lehumuttekû mâ beyne eydîkum vemâ halfekum leallekum turhamûn
- Vemâ te’tîhim min âyetin min âyâti rabbihim illâ kânû anhâ mu’ridîn
- Ve izâ kîle lehum enfikû mim mâ rezakakumullâhu, kâlellezîne keferû, lillezîne âmenû enut’ımu menlev yeşâullâhu et’ameh, in entum illâ fî dalâlin mubîn
- Ve yekûlûne metâ hâzel va’du in kuntum sâdikîn
- Mâ yenzurûne illâ sayhaten vâhideten te’huzuhum vehum yehissimûn
- Felâ yestetîûne tavsıyeten velâ ilâ ehlihim yerciûn
- Ve nufiha fîssûri feizâhum minel ecdâsi ilâ rabbihim yensilûn
- Kâlû yâ veylenâ men beasena min merkadina hâzâ mâ veaderrahmânu ve sadekal murselûn
- İn kânet illâ sayhaten vâhideten feizâ hum cemî’un ledeynâ muhdarûn
- Felyevme lâ tuzlemu nefsun şeyen velâ tuczevne illâ mâ kuntum tâ’melûn
- İnne ashâbel cennetil yevme fîşuğulin fâkihûn
- Hum ve ezvâcuhum fî zılâlin alel erâiki muttekiûn
- Lehum fîhâ fâkihetun ve lehum mâ yeddeûn
- Selâmun kavlen min rabbin rahîm
- Vemtâzul yevme eyyuhel mucrimûn
- Elem a’hed ileykum yâ benî âdeme en lâ tâ’buduşşeytân innehû lekum aduvvun mubîn
- Ve enî’budûnî, hâzâ sırâtun mustekîm
- Ve lekad edalle minkum cibillen kesîran efelem tekûnû ta’kılûn
- Hâzihî cehennemulletî kuntum tûadûn
- lslevhel yevme bimâ kuntum tekfurûn
- Elyevme nahtimu alâ efvâhihim ve tukellimunâ eydîhim ve teşhedu erculuhum bimâ kânû yeksibûn
- Velev neşâu letamesnâ alâ a’yunihim festebekus sırâta fe ennâ yubsirûn
- Velev neşâu lemesahnâhum alâ mekânetihim femestetâû mudıyyev velâ yerciûn
- Ve men nuammirhu nunekkishu filhalkı, efelâ ya’kilûn
- Ve mâ allemnâhuşşi’ra vemâ yenbegî leh in huve illâ zikrun ve kur’ânun mubîn
- Liyunzira men kâne hayyen ve yehıkkal kavlu alel kâfirîn
- Evelem yerav ennâ halaknâ lehum mimmâ amilet eydîna en âmen fehum lehâ mâlikûn
- Ve zellelnâhâ lehum feminhâ rekûbuhum ve minhâ ye’kulûn
- Ve lehum fîhâ menâfiu ve meşâribu efelâ yeşkurûn
- Vettehazû min dûnillâhi âliheten leallehum yunsarûn
- Lâ yestetîûne nasrahum ve hum lehum cundun muhdarûn
- Felâ yahzunke kavluhum. İnnâ na’lemu mâ yusirrûne vemâ yu’linûn
- Evelem yeral insânu ennâ halaknâhu min nutfetin feizâ huve hasîmun mubîn
- Ve darebe lenâ meselen ve nesiye halkah kale men yuhyil izâme ve hiye ramîm
- Kul yuhyihellezî enşeehâ evvele merrah ve huve bikulli halkın alîm
- Ellezî ceale lekum mineşşeceril ahdari nâren feizâ entum minhu tûkidûn
- Eveleysellezî halakassemâvati vel arda bikâdirin alâ ey yahluka mislehum, belâ ve huvel hallâkul alîm
- İnnema emruhû izâ erâde şey’en en yekûle lehû kun, feyekûn
- Fesubhanellezî biyedihî melekûtu kulli şey’in ve ileyhi turceûn.
Sitemizi Beyendiyseniz Paylaşmağı ve yorum yazmağı unutmayın!!!